18.05.2025 KILÇIK
GENÇ’İN VE SOSYAL DUYARLILIĞI
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’i, birçok konuda eleştirdiğimiz zamanlar oldu, olmaya da devam edecek. Zira kamu görevi şeffaflık, hesap verilebilirlik ve sürekli denetimi gerektirir. Ancak bazı konular vardır ki, eleştiriyi bir kenara bırakıp hakkı teslim etmek gerekir. Engelli bireyler, hasta çocuklar ve sokakta yaşam mücadelesi veren hayvanlar için gösterilen samimi çaba, tam da bu kapsamdadır.
Özellikle SMA hastası çocuklar için yürütülen kampanyalara verdiği destek, sadece kurumsal bir sorumluluk değil, insani bir duyarlılığın göstergesi oldu. Maddi destekle sınırlı kalmayan bu katkı; organizasyon, görünürlük sağlama ve sürece liderlik etme açısından da anlamlıydı.
Engelliler Haftası kapsamında, hayırseverlerin katkılarıyla temin edilen 91 akülü ve 51 manuel tekerlekli sandalyenin, medikal malzemelerle birlikte özel bireylere ulaştırılması ise, sosyal belediyecilik adına olumlu bir örnek teşkil ediyor. Bu tür destekler, doğrudan hayatlara dokunuyor ve yaşam kalitesini artırıyor. Üstelik bu yardımlar sadece rakamsal değil; arkasında emek, işbirliği ve organizasyon gerektiren bir çaba var.
Ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iş birliğiyle planlanan kalıcı yaşam merkezi projesi, bu alandaki duyarlılığın uzun vadeli bir zemine oturtulması açısından dikkat çekici.
Elbette her yönüyle kusursuz bir yönetim sergileniyor demek mümkün değil. Ancak toplumsal sorumluluk gerektiren bu alanlarda gösterilen iyi niyetli çaba, takdir edilmeyi hak ediyor.
Kendisine bu konularda gösterdiği duyarlılık ve katkılar için teşekkür ediyor, eksiklerinin olduğu diğer alanlarda da aynı sorumluluk duygusunu sürdürmesini diliyoruz.
***
VOLKAN’IN SESİ RÜZGÂRA KARIŞTI
Dün gece Boztepe başka bir güzeldi. Rüzgâr bile daha usul esiyor, sanki türkülerle birlikte o da Volkan Konak’a selam duruyordu. Trabzon’un bağrından çıkan, sesiyle, yüreğiyle gönüllerimize dokunan Volkan Konak için düzenlenen bu anma konseri, bir gecelik bir etkinlikten çok daha fazlasıydı. Bu, bir veda değil, bir hatırlayış, bir sahip çıkıştı.
Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya'nın konuşmaları yürekten, içten geldi. Her sözü sanki bizlerin dili, bizlerin duygusu oldu. "Volkan bizi duydu" dedi ya, işte o an Boztepe’de gerçekten bir şey oldu. Sanki bir yerlerde, o dağların tepesinde Volkan Konak dinliyordu bizi.
Türküler söylendi. Her biri ayrı bir iz bıraktı. Kimi zaman gözler doldu, kimi zaman dudaklar titredi. Ama herkes biliyordu ki; o ses, o yürek hâlâ bizimleydi. Onun bıraktığı iz kolay silinmezdi.
Başkan Kaya, Boztepe’ye Volkan Konak’ın heykelinin dikileceğini söyledi. İşte en güzel söz orada geldi: “Boztepe’ye çıkacaksın, oradan bakacaksın Trabzon’a.” O sözü artık sadece bir cümle değil, bir simge olacak. Volkan’ın heykeli oradan Trabzon’a bakarken, biz de her bakışımızda onu hatırlayacağız.
Bu toprakların çocuğuydu o. Karadeniz’in asi rüzgârı gibiydi, hem sert hem sevgi dolu… Sesiyle, yüreğiyle halkının yanındaydı. Doğru bildiğinden şaşmadı, haksızlığa boyun eğmedi. Sözünü sakınmadı, kalbini hiç gizlemedi. Şimdi biz de onun bıraktığı mirasa sahip çıkıyoruz.
Dün gece söylenen türküler sadece müzik değildi; bir sevdanın, bir direnişin, bir özlemin yankısıydı. Herkes oradaydı; genç, yaşlı, kadın, erkek… Çünkü Volkan Konak hepimizin yüreğinde bir iz bıraktı. Ve bu iz kolay silinmez.
Artık Boztepe’de sadece Trabzon’a değil, onun hatırasına da bakacağız. Her yıl onun için toplanacağız, türküleriyle nefes alacağız. Çünkü bazı insanlar ölmez. Onlar, yaşarken gönüllere yer eder. Volkan Konak da işte öyle biri.
Toprağın yumuşak, mekânın cennet olsun. Seni unutmayacağız Volkan abi… Bu halk seni gönlünün en derin yerinde saklayacak. Hep türkülerinle anacağız seni.
***
TRABZON TURİZMİ SIRAT KÖPRÜSÜNDE
Trabzon'da yapılan Turizm Değerlendirme Toplantısı'nda Tuncay Beyaz'ın söyledikleri gerçekten de kulağa küpe olacak cinsten. "Obez büyüme yaşıyoruz," dedi. Ne demek istediğini hepimiz anladık: Sektör büyüyor ama içeriksiz, temelsiz bir şekilde. Otel sayısı artsa da, içi bomboş, sağlam temellere dayanmadan büyüyen bir sektördeyiz. Bu dışarıdan iri gözükse de, bir sarsıntıda çökmesi işten bile değil.
Bir başka önemli nokta da nitelikli iş gücünün eksikliği. Eskiden bu iş gurur verici bir meslekti ama şimdi kimse bu işte çalışmak istemiyor. Uzun saatler, düşük ücretler, iş güvencesizliği derken kaliteli insan gücü bulmak neredeyse imkansız. Kaliteli hizmetin temeli de bu zaten; işi severek ve bilgisiyle yapan insanlar. Bu yüzden hizmetin kalitesi düşüyor.
Haksız rekabet meselesi de cabası. Beyaz, "Ben otelimde çaldığım müzik için para ödüyorum ama birçok işletme ödemiyor," diyor. Bu nasıl bir adalet? Vergisini, telifini düzgün ödeyen işletmeler zor durumda kalırken, ödemeyenler hiç zorlanmıyor. Bu durum, sektörün sağlıklı bir şekilde işlemesini engelliyor ve dürüst çalışanlar zamanla pes ediyor.
Bir diğer mesele de enflasyon. Beyaz'ın söylediği gibi, sektörde yüzde 90'lık bir enflasyon var. Fiyatlar artmıyor ama maliyetler her geçen gün yükseliyor. Turizmci, fiyat artışı yapmadan hizmet kalitesini korumaya çalışıyor ama bu nasıl sürdürülecek?
Son olarak da plansız yapılaşma ve doğaya zarar veren bungalovlar meselesi var. "Bungokondu" kelimesi bir uyarı niteliğinde. Doğa tahrip ediliyor, yapılar güvenlikten yoksun, altyapı yok. Kısa vadede kazanç elde edelim derken uzun vadede şehir zarar görüyor.
Kısacası, turizm sektörü hızla büyürken sağlam temeller üzerine kurulmuyor. Kaliteyi artırmak, adil bir rekabet ortamı oluşturmak ve doğaya zarar vermemek şart. Büyüme, sadece rakamlardan ibaret olmamalı, nasıl büyüdüğümüz de önemli. Aksi takdirde bu büyümenin altında kalırız.
***
TRABZONSPOR SAKATA GELDİ
Sezon başında umut yüksekti. Yeni transferler, yeni hedefler, yeniden yapılanan bir takım… Ama gelinen noktada Trabzonspor, hem sakatlıklarla hem de istikrarsız sonuçlarla mücadele etmekten yorgun düştü. Trendyol Süper Lig'in 36. haftasında Bodrum FK ile oynanacak maç öncesi açıklanan kamp kadrosu, bu tablonun adeta özeti gibi.
Uğurcan Çakır yok… Arseniy Batagov, Mustafa Eskihellaç, Stefan Savic, Onuralp Çevikkan, Ahmetcan Yıldırım, Hüseyin Türkmen ve Enis Destan da öyle. Bu isimler yalnızca birer eksik değil; her biri takımın omurgasında yer alan, taraftarın güven duyduğu oyuncular. Şimdi onların yokluğunda sahaya çıkılacak.
Bu sezon, sakatlıklar Trabzonspor’un yakasını hiç bırakmadı. Takım bir türlü tam kadro olamadı. Her hafta başka bir eksikle, başka bir bilinmezlikle devam edildi. Bu da haliyle hem saha içindeki oyunu hem de takımın ruh halini etkiledi. Bir takım sadece fiziksel olarak değil, mental olarak da dağılır bazen. Trabzonspor da bu sezon bunu yaşıyor.
Ama umut hâlâ var. Her ne kadar işler zorlaşsa da, bu takımın tarihinde yılgınlığa yer yok. Bordo-mavi formanın hakkını vermek, zorluklara rağmen ayakta durmak, her şartta mücadele etmek bu kulübün genlerinde var.
Folcarelli’nin kadroya dönüşü, küçük ama anlamlı bir umut ışığı gibi. Belki de sahada o ruhu yeniden ateşleyecek isimlerden biri olur. Kadroda Visca, Nwakaeme, Dragus gibi deneyimli isimler de var. Onlar, gençleri sürükleyebilir; Bordrum deplasmanında karakter koyarak en azından sezonun son haftalarına moral bırakabilirler.
Trabzonspor bugünlerde sakata geldi belki ama bu kulüp, düştüğü yerden kalkmayı iyi bilir. Çünkü bu şehir pes etmeyi bilmez. Çünkü bu arma, mücadeleyle büyüdü. Her şeye rağmen, yeniden ayağa kalkacak bir inanç var bu takımda.
Yeter ki herkes inansın.