15.10.2025 KILÇIK
HIZLI TREN MÜJDESİ: HEYECAN MI, YOKSA ENDİŞE Mİ?
Trabzon’dan geçti Cumhurbaşkanı… Kısa ve sıcak bir babaocağı ziyareti, ardından yatırımları tamamlanan tesislerin toplu açılışı… Görünürde her şey olağan bir tören rutini gibiydi. Ama asıl dikkat çeken, heyecanı tetikleyen sözler hızlı tren projesiyle ilgiliydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması netti: “Trabzon-Samsun arası ulaşımı 2 saate düşürecek hızlı tren demiryolu projemizle, Samsun’dan Artvin’e kadar tüm şehirlerimizi birbirine bağlayacağız.” Sadece bu söz bile, uzun yıllardır raylı sistem hayali kuran Karadeniz insanını heyecanlandırmaya yetti.
Ama bir yandan da akıllara teknik sorular geliyor. Doğu Karadeniz’in zorlu coğrafyasında standart raylı sistem bile henüz hayata geçmemişken, hızlı tren hattı nasıl tesis edilecek? Hat hangi güzergahtan geçecek, hangi mühendislik zorluklarıyla karşılaşılacak? Başlangıç ve bitiş tarihleri belli mi?
Muhalefet temsilcileri tam da bu noktaya dikkat çekiyor: “Proje samimi ve ciddi ise teknik detaylar derhal paylaşılmalı. Trabzon yıllardır raylı sistemle oyalandı, şimdi hızlı tren projesine nasıl inanalım?” diyorlar. Bu sözlerde heyecanın yerini endişe alıyor.
İşte köşe yazısı bu noktada duruyor ve düşündürtüyor: Bir yatırımın resmi açılışı kadar, planlama ve şeffaflık da halkın güvenini kazanmakta kritik. Hızlı tren müjdesi elbette güzel, umut verici… Ama Doğu Karadeniz gibi coğrafi ve mühendislik açısından bir o kadar zorlu bir bölgede, sözler kadar somut adımların da görülmesi gerekiyor.
Sonuçta hepimiz hızlı trenin gelmesini istiyoruz. Ama “müjde” kelimesi, teknik rapor ve proje detaylarıyla desteklenmeden yalnızca heyecan yaratır, güven vermez. Karadeniz’in dağlarını, vadilerini ve insanlarını birbirine bağlayacak bir hattın, önce kağıtta değil, sahada da netleşmesi gerekiyor.
***
TRABZON’DA RUHSATSIZ MÜZİK KEYFİ!
Trabzon sokaklarında dolaşırken kulağınıza gelen “son ses müzik” sadece eğlence değil, maalesef bir sorun. 30 Kasım 2022’de Resmî Gazete’de yayımlanan “Çevresel Gürültü Kontrol Yönetmeliği” ile müzik yayını yapan işletmeler ve deniz taşıtlarının Müzik Yayın İzin Belgesi alması zorunlu hale gelmişti. Bu, kanunen net: Ruhsatsız canlı veya dijital müzik yapılamaz.
Her yıl yapılan denetimlerle ruhsatlar yenileniyor; ses seviyesi, yalıtım, civardaki ev ve iş yerlerinin durumu, müzik yayını saatleri tek tek inceleniyor. Trabzon’da bu ruhsatı alan işletmeler de var, kurallara uyanlar şükür ki cezasız kalmıyor.
Ama bir sorun var: Denetimler yapılmıyor. Öyle ki bazı cafeler ve restoranlar, kuralları hiçe sayıp, müşterilerini **“son ses müzik”**le eğlendiriyor, canlı saz ekibiyle adeta kanunu yok sayıyor. Vatandaş şaşkın; kime şikayet edeceğini bilemiyor, polisi arıyor, polis uyarıyor ama sorun çözülmüyor.
Oysa çözüm çok basit: Trabzon Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görevini yapsa, kuralları çiğneyenlerle uyanları ayırt etmek mümkün. Parasını ödeyip ruhsatını alanların hakkı korunur, keyfe keder hareket edenler cezalarını alır.
Buradan sesleniyoruz: Trabzon Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Sayın Uğur Korkmaz, göreve! Bu konunun takipçisi olacağız ve **“Ruhsatsız müzik keyfi”**ne göz yumulmayacağını göstereceğiz.
***
AYILARLA İLGİLİ POPÜLASYON ÖLÇÜMLERİ KORKUTTU
KTÜ’den Prof. Dr. Şağdan Başkaya, bölgede ayı popülasyonunun oransal olarak 1'e 5 arttığını bildirerek bunun azaltılmasının gerekliliğine dikkat çekti. Böylece yayla ve köylerde özellikle bal ve balık işiyle ile uğraşan müstahsilin beyanları akademik karşılık bulmuş oldu. Gerçekten de önceki yıllara oranla bu sene ayı saldırılarında büyük artış kaydedilmişti. Yollara inen, araçların önüne çıkan, çaylıkları bozan, peynir ve yağ damlarına dalan, bal kovanlarını dağıtan, alabalık çiftliklerinin neredeyse tamamını tarumar eden ayılarla ilgili bilimsel sayım ve ölçümler de vahim bir gelişmeyi ortaya koydu. Hemen her canlı türünde yaşanan mutasyon ve metamorfoz değişimlerin ayılar için çok daha korkunç boyutlara ulaştığı bilimsel olarak doğrulandı. Şağdan Hoca, “Ayıların tünellere girmesinden, sahillere, fındıklıklara ve çaylıklara kadar inmesinden, kameralara sıkça yansımasından, hatta insanları yaralamasından anlıyoruz. Ekosistemde düşmanı çok az olan ve besin zincirinin tepesindeki türlerden olup etle beslenir. Doğada aç kalma ihtimali yoktur. Popülasyonun oransal olarak beş kart arttığı gözlemleniyor" diyerek Sonbahar’da kar yağışı alan yaylalarda ve yüksek köylerde bu tehdit karşısında ayı popülasyonunun azaltılması önleminin önemine dikkat çekti.
***
BORDO-MAVİLİ ROBOT, TRABZON’U SALLADI!
Trabzon Özdemir Bayraktar Bilim Merkezi’nde düzenlenen ve üç gün süren bilim şenliğinin gözdesi bu yıl yerli robotlar ve yeni Togg modelleri oldu. Türkiye’nin ilk insansı robotu Ada ile dört ayaklı Arat ve Fastman, teknoloji meraklılarının ilgisini adeta topladı.
Şenliğin düzenlendiği günlerde Trabzon’da birçok toplu açılış ve etkinlik olmasına rağmen, özellikle gençler, yağışlı ve soğuk havaya rağmen robotları görmek için sahile akın etti. Yerli araç modelleri ve robotların merak uyandırıcı duruşu, katılımcıları kendine çekti. Üst düzey bir maçın olmaması da organizasyonun ilgiyi artıran bir diğer faktörüydü.
Tertip komitesi, uzun zaman sonra bilimsel bir organizasyonun böylesine geniş çapta ilgi görmesinden büyük mutluluk duydu. Haftasonu boyunca bölgede bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Selçuk Bayraktar karşısında da etkinlik kendini göstermeyi başardı.
Özellikle Trabzonspor forması giydirilen Ada, "Burada olmak gerçekten çok güzel. Bize her yer Trabzon!" diyerek herkesin yüzünde kocaman bir tebessüm oluşturdu. Bordo-mavi formalı robotla hatıra fotoğrafı çektirmek isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. Bu küçük ama cesur dokunuş, hem şenliğe neşe kattı hem de Trabzonspor sevgisinin robotlara bile geçtiğini gösterdi.